Derin

Derin 8 yaşında bir kız çocuğu. Yıllar önce geçirdiği bir kazada ailesini kaybetmiştir. Ailesi akrabalarıyla görüşmediği için Derin'i kimse yanına almak istememiştir. Bundan dolayı küçük yaşta yetimhaneye verilmiştir. Bu yüzden Derin çekingen ve öz güven eksikliği olan bir çocuktur. Okul zamanı geldiğinde küçük kız dışlanacağını düşünür. Öğretmeni Ayten çok içten ve sevgi dolu biriydi. 2 yıl önce doğumda bebeğini kaybetmiş, bu yüzden kendini okulundaki çocuklara adamış, onları kendi çocuğu gibi görmüştü. En çok Derin'i kendine yakın görüyordu çünkü ikisinde de birilerini kaybetmenin yarattığı boşluk vardı. Yetimhanede sevgi görmeyen Derin aradığı ilgi ve sevgiyi okuldaki öğretmeni Ayten'de bulmuştu. Birbirine bu derece yakın olan ikili diğer öğrencilerin dikkatini çekmişti ve bu durumdan hoşnut olmamışlardı. Derin'e karşı bir öfke besliyorlardı. Bunu fark eden Ayten öğretmen küçük kıza da diğer öğrencilere davrandığı yakınlıkta davranır ve araya mesafe koyar. Bunu hisseden Derin daha çok içine kapanır. Derin'i o şekilde gören öğretmen bu duruma çok üzülür ve onu evlatlık almaya karar verir. Ayten öğretmen işlemleri halleder ve Derin'e sürpriz yapar. Okuldan gelen kıza yetimhaneye gelince bu haber verilir. Derin bu habere çok sevinir. İkisinin de sevgisi birbirlerine yeter de artardı. Beraber mutlu bir hayata adım atarlar...

 

Yorumlar

  1. MUSTAFA AKTAŞ17 Mayıs 2016 23:15

    Zaman kavramı hikayecilikte ciddi bir ehemmiyet arz eder. Bunun bilinci; yazarın "derin"liğini ve hikayenin düzeyini oluşturan etkenlerden biridir. Hikayenin seriminde bir senaryo yazıyormuşçasına geniş zaman kipi kullanılmış. Muayyen hatlarla belli olmayan düğüm bölümünde ise geçmiş zaman kipi kullanılmış. Nihayet çözüm safhasında geniş zaman kipi hakimiyet kurmuş hikayede. Bu tutarsızlık hem metni hem de okuyucuyu azımsanamayacak miktarda yorar. Dolayısıyla bu hikaye tahlil edilirken 1-0 geride başlamış oldu. Hikayenin vücut hatlarını oluşturan temel unsurlar: zaman, mekan, karakterler, ana fikir vb. unsurlardır. Hikayeyı okurken Ahmet Hamdi'nin "Ne içindeyim zamanın, ne de büsbütün dışında" mısralarını ansımak gayet muhtemeldir. Demem o ki; zamanı müphem olan bir hikaye olmuş. Bu konunun üzerinde bu denli duruşumun nedeni, hikayenin bu kusurunun tamamen hayati bir mesele oluşudur. Gerek okuma ahengini gerekse yazım bütünlüğünü baltalayan bir kusur olmuş zaman kavramı. İçerik yönüne değinecek olursak; yine ve yeniden duyarlılık temalı bir hikaye okumak mecburiyetinde kaldık. Bunun rahatsız edici bir yönü var mıdır? Tartışılır. Lakin "bizim özgür beyinlerimizin özgün eserler ortaya koymasının yegane imkanı, bu konulardan uzak durmaktır" telakkisindeyim. Muhakkak bizler burada üst düzey hikayeler yazmak çabasında olmayabiliriz. Fakat en azından kaleme aldığımız hikayeyi birkaç kez okuduktan sonra sitede paylaşmamızın bir zorunluluk olduğu kanaatindeyim. Her şeye rağmen yürekten düşen her söz tanesi tebrik ve sonsuz saygı hak eder. Tebrik ederim ve iyi yazmalar-okumalar dilerim.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar