Kaç Kere Hırsızlık Yaptın?
Her insan öleceğini bilerek yaşar.
Her insan yaşadığı sürece bir çok ölümü görür ve buna şahid olur.
Fakat belki de nasıl öleceğini bilmediği için bu gözüne çok korkutucu gelmez
Örneğin ben sonsuzluğu ölümden çok daha korkunç buluyorum.
Evet bir hayatı yaşıyoruz.
Gerek iyi, gerek kötü.
Birçok yanlış adım atıyoruz, çukurlara takılıyoruz ve yere düşüyoruz ama çoğu zaman da adımız gibi biliyoruz ki o çukurdan çıkacağız. Düştüğümüz yerden Kalkacağız.
Bu yaşadıklarımız bir süre sonra unutuluyor .
Bazen gülerek hatırladığımız anılara bazense ,beynimizin bir köşesinde hiç unutamadığımız acı anılara dönüşüyor .
Peki o anılar hatırlamak istediğimiz yada istemediğimiz bir anda önümüze sunulursa,
Ne yaparız?
Düşünsenize kim bilir kimseye söyleyemediğimiz neler var?
Ne kadar utanırız.
Khaled hosseini bir kitabında kötülülüklerin hepsini tek bir başlık altında toplamıştı ; "Hırsızlık " Ve bunu şu kelimelerle anlatmıştı.
''...Şimdi mollalar ne derse desin, yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar, hırsızlığın bir çeşitlemesidir. ''
Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun. Anlıyor musun?"
Peki düşününce biz kaç kere hırsızlık yaptık.
Kimin hayatından ne çaldık?
Bu utanç verici.
Başkalarının yaptığım hataları tüm çıplaklığıyla görecek olması.
Çünkü biliyorum ki insanlar kusur aramayı sever.
Eğer ortada yanlış birsey varsa oradaki doğru tamamen geri planda kalmıştır .
Tıpkı bir dublör gibi.
Önemli sahneleri o oynar ama hep arka plandadır.
Kimse adını bile bilmez.
Hatalar hep göz önündedir.
Ve bu kişinin içine endişe tohumları serper.
İnsanlar yaşadıklarımı öğrendikten sonra bana ne gözle bakarlar?
Sanırım bütün hayatım bir ekranda belirse ve herkes bunu izlese...
Ne yapacağımı gerçekten kestiremiyorum.
Oturup utancımdan mı yoksa sinirimden mi ağlardım?
Ya da şaka olduğunu düşünüp gülermiydim?
Bu sanırım o anki ruh halime bağlı olurdu .
Ama birde bundan sonrası var.
İzlediler diyelim, peki sana ne gözle bakacaklar?
Korkunç.
Tek kelimeyle düşünmesi bile korkunç.
Çünkü her insanın kötü olduğu zamanlar var.
Ve her insanın iyi olduğu zamanlar var.
Charles Bukowski 'nın de dediği gibi "Ne kadar iyi bir insan olduğunun pek bir önemi yok.
Nasıl olsa ilk hatanda en kötü insan sen olacaksın. "
Ben de tamamen bu görüşe katılıyorum.
Hatalarımızla bizi yargılayan insanlar ve tüm çıplaklığıyla senin hayatın...
Senin yanlışların...
Yani demek istediğim şu ki; üç yanlış bir doğruyu herzaman götürüyor.
Ve insanların göreceği de bu.
Her insan yaşadığı sürece bir çok ölümü görür ve buna şahid olur.
Fakat belki de nasıl öleceğini bilmediği için bu gözüne çok korkutucu gelmez
Örneğin ben sonsuzluğu ölümden çok daha korkunç buluyorum.
Evet bir hayatı yaşıyoruz.
Gerek iyi, gerek kötü.
Birçok yanlış adım atıyoruz, çukurlara takılıyoruz ve yere düşüyoruz ama çoğu zaman da adımız gibi biliyoruz ki o çukurdan çıkacağız. Düştüğümüz yerden Kalkacağız.
Bu yaşadıklarımız bir süre sonra unutuluyor .
Bazen gülerek hatırladığımız anılara bazense ,beynimizin bir köşesinde hiç unutamadığımız acı anılara dönüşüyor .
Peki o anılar hatırlamak istediğimiz yada istemediğimiz bir anda önümüze sunulursa,
Ne yaparız?
Düşünsenize kim bilir kimseye söyleyemediğimiz neler var?
Ne kadar utanırız.
Khaled hosseini bir kitabında kötülülüklerin hepsini tek bir başlık altında toplamıştı ; "Hırsızlık " Ve bunu şu kelimelerle anlatmıştı.
''...Şimdi mollalar ne derse desin, yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar, hırsızlığın bir çeşitlemesidir. ''
Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun. Anlıyor musun?"
Peki düşününce biz kaç kere hırsızlık yaptık.
Kimin hayatından ne çaldık?
Bu utanç verici.
Başkalarının yaptığım hataları tüm çıplaklığıyla görecek olması.
Çünkü biliyorum ki insanlar kusur aramayı sever.
Eğer ortada yanlış birsey varsa oradaki doğru tamamen geri planda kalmıştır .
Tıpkı bir dublör gibi.
Önemli sahneleri o oynar ama hep arka plandadır.
Kimse adını bile bilmez.
Hatalar hep göz önündedir.
Ve bu kişinin içine endişe tohumları serper.
İnsanlar yaşadıklarımı öğrendikten sonra bana ne gözle bakarlar?
Sanırım bütün hayatım bir ekranda belirse ve herkes bunu izlese...
Ne yapacağımı gerçekten kestiremiyorum.
Oturup utancımdan mı yoksa sinirimden mi ağlardım?
Ya da şaka olduğunu düşünüp gülermiydim?
Bu sanırım o anki ruh halime bağlı olurdu .
Ama birde bundan sonrası var.
İzlediler diyelim, peki sana ne gözle bakacaklar?
Korkunç.
Tek kelimeyle düşünmesi bile korkunç.
Çünkü her insanın kötü olduğu zamanlar var.
Ve her insanın iyi olduğu zamanlar var.
Charles Bukowski 'nın de dediği gibi "Ne kadar iyi bir insan olduğunun pek bir önemi yok.
Nasıl olsa ilk hatanda en kötü insan sen olacaksın. "
Ben de tamamen bu görüşe katılıyorum.
Hatalarımızla bizi yargılayan insanlar ve tüm çıplaklığıyla senin hayatın...
Senin yanlışların...
Yani demek istediğim şu ki; üç yanlış bir doğruyu herzaman götürüyor.
Ve insanların göreceği de bu.
Güzel alıntılarla konuyu iyi bağlamışsın ama cümleler arasında çok boşluk var. Çoğunun satır satır yazılmış olması biraz rahatsız etti, keşke düz yazsaydın. Şahid yerine şahit yazmalısın. Khaled hosseini yazarken 'H' büyük olacak. Birde değil bir de şeklinde yazman gerekiyor. Bir kaç noktalama eksiğin var. Bu kusurlar hariç hikayeyi çok beğendim. Çok iyi bir kalemin var yazmaya devam et..
YanıtlaSilkonuyu güzel bir yerden ele almışsın bence güzel olmuş
YanıtlaSil