Ölüm Sıcaklığı
Ölüm gerçeği beni de bulmuştu sonunda. "Her nefs ölümü tadacaktı" sonuçta. Nice dostum,düşmanım üzerime toprak atmaya gelmişti. Onlar için her şey kolaydı sonuçta. Bana bir Fatiha okuyup gideceklerdi. Lakin benim için o kadar kolay mıydı ? Halâ kabullenemiyordum öldüğümü. Sanki bu feryat figan bağırışlarımı,çırpınışlarımı kimse görmüyordu. Ben halâ burdayım dediğim halde birileri ağlamaya devam ediyordu. Daha hayallerini kurduğum okullara, hayalini kurduğum işe ve bir baba olamadan nasıl ölürdüm ? Ancak ölüm beklemiyordu.
Herkes başımda bir Fatiha okumuş artık evde ne yiyeceğinin düşüncesiyle midesi kazınırken,ben toprak altında böceklerle uğraşıyordum. Birden kabrim aydınlanmıştı. Eyvah ki ne eyvah ! Asıl en çetin sınavın burası olduğunu anlamış ahirete gidişimin ilk aşaması başlamıştı.
Münker ve nekir başlamıştı suallerine. Hepsinin altından hakkıyla çıkmasını bilmiştim. Tam içim rahatladı derken hiç beklemediğim bir balyoz gibi soruyla karşılaşmıştım; bir kişi cehenneme gidecek. O kişi sen misin ? Yoksa bir başka kişi midir diye. Neye uğradığıma şaşırmıştım. Küçükken yanına gittiğim hocalar hiç böyle bir sorudan bahsetmemişlerdi bana. Korkuyordum. Çünkü nebiler nebisi bile namaz kıldırırken cehennem ateşini görmüş ve bende mi cehennem ehlindenim? diye sorduysa benim rahatlamaya hakkım yoktu. Ama hz. Ebubekir gibi bir imanla daha kuvvetli olayım cehenneme benden başkası gitmesin de diyemezdim. Korkum alevlenmiş, böceklere yem olacak vücudum titremeye başlamıştı. İçinden çıkılmaz bir hâl almıştı durumum. Bir yandan dünya hayatında yaptığım iyilikler diğer taraftan içine düştüğüm yanlışlar film şeridi gibi gözümün önünden geçmişti. İçimden ben değilimdir diyerek haykırmak geliyor, diğer taraftan kendimle çelişiyordum. Ama artık cevap vermeliydim. İçimde; sanki ateş kazanı varmışta konuşsam ağzımdan ateş püskürtücekmişim gibi geliyordu. Kahretsin dedim sonunda. Kahretsin! Benim cehenneme gidecek o kişi...
Herkes başımda bir Fatiha okumuş artık evde ne yiyeceğinin düşüncesiyle midesi kazınırken,ben toprak altında böceklerle uğraşıyordum. Birden kabrim aydınlanmıştı. Eyvah ki ne eyvah ! Asıl en çetin sınavın burası olduğunu anlamış ahirete gidişimin ilk aşaması başlamıştı.
Münker ve nekir başlamıştı suallerine. Hepsinin altından hakkıyla çıkmasını bilmiştim. Tam içim rahatladı derken hiç beklemediğim bir balyoz gibi soruyla karşılaşmıştım; bir kişi cehenneme gidecek. O kişi sen misin ? Yoksa bir başka kişi midir diye. Neye uğradığıma şaşırmıştım. Küçükken yanına gittiğim hocalar hiç böyle bir sorudan bahsetmemişlerdi bana. Korkuyordum. Çünkü nebiler nebisi bile namaz kıldırırken cehennem ateşini görmüş ve bende mi cehennem ehlindenim? diye sorduysa benim rahatlamaya hakkım yoktu. Ama hz. Ebubekir gibi bir imanla daha kuvvetli olayım cehenneme benden başkası gitmesin de diyemezdim. Korkum alevlenmiş, böceklere yem olacak vücudum titremeye başlamıştı. İçinden çıkılmaz bir hâl almıştı durumum. Bir yandan dünya hayatında yaptığım iyilikler diğer taraftan içine düştüğüm yanlışlar film şeridi gibi gözümün önünden geçmişti. İçimden ben değilimdir diyerek haykırmak geliyor, diğer taraftan kendimle çelişiyordum. Ama artık cevap vermeliydim. İçimde; sanki ateş kazanı varmışta konuşsam ağzımdan ateş püskürtücekmişim gibi geliyordu. Kahretsin dedim sonunda. Kahretsin! Benim cehenneme gidecek o kişi...
Konuyu güzel yorumlamışsın kanka ellerine sağlık ?
YanıtlaSilOkurken bi korkmadım değil kanka ? Herhangi bir yazım yanlışı göremedim. Güzel olmuş. Kalemine sağlık...
YanıtlaSilKonuyu güzel ele almışsın. Kalemine sağlık
YanıtlaSil