Aynı Dil mi ?

Bir sabah kalktığımda hiç bilmediğin bir dil konuşur olmuşum. Kendi konuştuğumdan ben bile bişey anlamazken başka insaların anlamasını nasıl beklerdim ki . Gerçek hayatta bundan farklı olmuyor ki. Aynı dili konuşsak bile çoğu zaman birbirimizi anlamıyoruz. Birbirimizi anlamamız aynı dili konuşmak değildir. Anlamak için hissetmek gerekir. Karşındaki insanın duygularını, yaşadıklarını, anlattıklarını hissetmen gerekir. Aynı dili konuşsak ne olur ki ? Karşımdaki insan beni anlamadıktan sonra aynı dili konuşmak neye yarar.

Ama yazmak öyle değil. Kağıda içini döksen o seni her zaman anlar. Onunla aynı dili konuşmaya gerek yok. Sen yeter ki eline kalemi al ve ona içindekilerini dök. Cevap veremez ama sen içindekileri döktüğün için o sana yeter. Keşke aynı dili konuşan insanlarla da böyle olsak. İnsalar  birbirini gerçekten anlamak istiyor mu ? Acaba. Veya anlamamak için mi çabalıyorlar ? Bu da bizi birbirimizden uzaklaştırıyor. Eninde sonunda herkes çölün ortasında kalmış bir ağaç gibi olacak. Yanlız olacak. Kimseye derdini anlatamayacak. İnsanlar artık empati yapmak yerine kendi benliğini koyuyor ortaya. Beyinlerinden yavaşça siliniyor düşünme ve düşünce . "Çoğu insan düşünmektense ölmeyi yeğeliyor ; gerçekte de böyle oluyor zaten" der Bertnard Arthur William Russell. Yani aynı dili konuşmak ya da konuşmamak farketmiyor. Yeter ki karşında ki anlatabildiklerini kalpten hissetsin . Ya da yazarak anlat .

Bir şey olmasaydı , yazmak olmayacaktı...

Başka birşey olmasaydı , silmek olmayacaktı.