Kayıp Dünya
Canan Akın 15 Yaşında lise ikinci sınıf öğrencisiydi.Hayattaki en büyük hedefi Genetik Mühendisi olabilmekti.
Bir aksam babasından hafta sonu arkadaşlarıyla sinemaya gidebilmek için izin istedi.Ancak babası disiplinli ve sert biri olduğu için müsade etmedi.Canan babasıyla şiddetli bir şekilde tartışıp ağlayarak odasına gitti.Yatağına uzanıp hayatta hiçbir şeyin yolunda gitmediğini,kimsenin onun fikirlerini ,tercihlerini önemsemediğini düşünmeye başladı.Gencecik yaşında kendini değersiz ve mutsuz hissediyordu.Kimse ona ne istediğini fikirlerini sormuyordu.Bu düşünceler içerisindeyken yarın okul olduğunu hatırladı ve nemli gözlerini silerek yatağına yattı.Sabah alarmın sesiyle kendine geldi.Yüzünü yıkadıktan sonra mutfağa gitti ve annesinin kahvaltıyı hazırlamadığını fark etti.Bir kaç defa annesine seslenip odalara baktıktan sonra meraklanmaya başladı. Canan iyice meraklanıp sokağa indi.Etraf çok ıssızdı.Hiçbir hareket yok terk edilen arabalar ,boş dükkanlar,soluksuz bir sessizlik karşısında korkmaya başladı.Hemen en yakın polis merkezine gitti.Karakolda da kimsenin olmayışı onu iyice tedirgin etti.Panik halinde eve geri döndü ve bütün gece evinde ailesinden bir haber alma umuduyla bekledi.Bilgisayarını açtı.Araştırma yaparak ne olduğunu anlamaya çalıştı.Amaçsızca sayfalar arasında gezinirken tüm devletler arasından alınan bir kararın haberine rastladı.Haberi duyunca anne ve babasının 3 gün önce aldığı hapı hatırladı.Dünya bir salgınla karşı karşıyaydı ve bunu engellemek için bağışıklık sistemini güçlendiren hap dağıtımı yapılmıştı.Canan ise hap yutma fobisi olduğu için hapı bir türlü yutamamıştı. Bu durumun insanların kaybolmasıyla alakalı olup olmadığını düşünmeye başlamıştı.Aklına bir anda polis olan babasının telsizi geldi.Yatak odasından babasının telsizini bulduktan sonra sinyal aramaya başladı.Merkezi İstanbul olan bir sinyal alıyordu.Düzenli olarak her saat başı sinyal tekrarlanıyordu.Canan orada bir insanın yaşadığı umuduyla yola çıkmaya karar verdi.Ömründe sadece bir kez araba kullanmasına rağmen bir cesaretle arabaya bindi. 3 gün içerisinde zorlukla İstanbul'a vardı.Şehrin girişinde insanlara rastlamaya başladı.Ancak insanlar ayakta hiç kıpırdamadan duruyordu.Biraz daha ilerlediğinde insan kalabalığından yollar kapanmıştı.Arabadan inmek zorunda kaldı.İnsanların arasından geçerek anne ve babasını bulmaya çalıştı.Bu kadar insanın hiç kıpırdamadan ayakta durması onu çok korkuttu ve ağlamaya başladı.Binaya girdiğinde bir adama rastladı.Toparlanmaya çalışıp sinyal merkezine gitmeye çalıştı .Binaya girdiğinde bir adama rastladı. Ve o an adamı görür görmez ağlayarak sarıldı.Adam Canan'ı sakinleştirdi.Ve olanları anlatmaya başladı.Akli dengesini yitirmiş bir Genetik Profesörü devlet adamlarını ölümcül bir virüs olduğuna inandırmış.Bu şekilde insanlara içinde çip olan hap dağıtımı yaptırmıştı.Canan gibi hapı tesadüfen yutmayan ya da alamayan bir avuç insan kalmıştı.Hapı alan herkes çip tarafından İstanbul'a yönetilerek toplatılmış ve orada kalpleri durdurulmuştu ve bütün insanlar donakalmış.
Canan anne ve babasının öldüğünü anlayınca ağlama krizine girdi.Ağlarken aniden Annesinin sesini duydu. İrkilerek kan ter içinde yatağından uyandığında annesi karşısındaydı.Gördüğü bu korkunç rüyanın etkisinden kurtulmak için annesine sıkıca sarıldı.
Bir aksam babasından hafta sonu arkadaşlarıyla sinemaya gidebilmek için izin istedi.Ancak babası disiplinli ve sert biri olduğu için müsade etmedi.Canan babasıyla şiddetli bir şekilde tartışıp ağlayarak odasına gitti.Yatağına uzanıp hayatta hiçbir şeyin yolunda gitmediğini,kimsenin onun fikirlerini ,tercihlerini önemsemediğini düşünmeye başladı.Gencecik yaşında kendini değersiz ve mutsuz hissediyordu.Kimse ona ne istediğini fikirlerini sormuyordu.Bu düşünceler içerisindeyken yarın okul olduğunu hatırladı ve nemli gözlerini silerek yatağına yattı.Sabah alarmın sesiyle kendine geldi.Yüzünü yıkadıktan sonra mutfağa gitti ve annesinin kahvaltıyı hazırlamadığını fark etti.Bir kaç defa annesine seslenip odalara baktıktan sonra meraklanmaya başladı. Canan iyice meraklanıp sokağa indi.Etraf çok ıssızdı.Hiçbir hareket yok terk edilen arabalar ,boş dükkanlar,soluksuz bir sessizlik karşısında korkmaya başladı.Hemen en yakın polis merkezine gitti.Karakolda da kimsenin olmayışı onu iyice tedirgin etti.Panik halinde eve geri döndü ve bütün gece evinde ailesinden bir haber alma umuduyla bekledi.Bilgisayarını açtı.Araştırma yaparak ne olduğunu anlamaya çalıştı.Amaçsızca sayfalar arasında gezinirken tüm devletler arasından alınan bir kararın haberine rastladı.Haberi duyunca anne ve babasının 3 gün önce aldığı hapı hatırladı.Dünya bir salgınla karşı karşıyaydı ve bunu engellemek için bağışıklık sistemini güçlendiren hap dağıtımı yapılmıştı.Canan ise hap yutma fobisi olduğu için hapı bir türlü yutamamıştı. Bu durumun insanların kaybolmasıyla alakalı olup olmadığını düşünmeye başlamıştı.Aklına bir anda polis olan babasının telsizi geldi.Yatak odasından babasının telsizini bulduktan sonra sinyal aramaya başladı.Merkezi İstanbul olan bir sinyal alıyordu.Düzenli olarak her saat başı sinyal tekrarlanıyordu.Canan orada bir insanın yaşadığı umuduyla yola çıkmaya karar verdi.Ömründe sadece bir kez araba kullanmasına rağmen bir cesaretle arabaya bindi. 3 gün içerisinde zorlukla İstanbul'a vardı.Şehrin girişinde insanlara rastlamaya başladı.Ancak insanlar ayakta hiç kıpırdamadan duruyordu.Biraz daha ilerlediğinde insan kalabalığından yollar kapanmıştı.Arabadan inmek zorunda kaldı.İnsanların arasından geçerek anne ve babasını bulmaya çalıştı.Bu kadar insanın hiç kıpırdamadan ayakta durması onu çok korkuttu ve ağlamaya başladı.Binaya girdiğinde bir adama rastladı.Toparlanmaya çalışıp sinyal merkezine gitmeye çalıştı .Binaya girdiğinde bir adama rastladı. Ve o an adamı görür görmez ağlayarak sarıldı.Adam Canan'ı sakinleştirdi.Ve olanları anlatmaya başladı.Akli dengesini yitirmiş bir Genetik Profesörü devlet adamlarını ölümcül bir virüs olduğuna inandırmış.Bu şekilde insanlara içinde çip olan hap dağıtımı yaptırmıştı.Canan gibi hapı tesadüfen yutmayan ya da alamayan bir avuç insan kalmıştı.Hapı alan herkes çip tarafından İstanbul'a yönetilerek toplatılmış ve orada kalpleri durdurulmuştu ve bütün insanlar donakalmış.
Canan anne ve babasının öldüğünü anlayınca ağlama krizine girdi.Ağlarken aniden Annesinin sesini duydu. İrkilerek kan ter içinde yatağından uyandığında annesi karşısındaydı.Gördüğü bu korkunç rüyanın etkisinden kurtulmak için annesine sıkıca sarıldı.
kendimi kitap okuyormuş gibi hissettim güzel yazmışsın
YanıtlaSilEmeğine sağlık.Çok güzel olmuş.
YanıtlaSilTesekurler sagolun ??
YanıtlaSilDeğişiklik yaparak hikaye anlatmışsın ama düşüncelerini yazsaydın güzel olurdu. Yazını okuduğumda aklımda birşeyler canlandı. Genel olarak güzel, herhangi bir yanlış bulamadım belkide benim gözümden kaçtı. ???
YanıtlaSilTeşekkürler muharrem tug
YanıtlaSilben kedi açımdan yanlış bulamadım ama bence gereğinden fazla uzun olmuş ve de kendi düşüncelerine yer vermemişsin ama her şeyine rağmen ellerine sağlık
YanıtlaSil