Sessiz Bir Gün
Yine her zamanki gibi alarmın iğrenç melodisiyle uyanıp etrafa attığım anlamsız bakışlarla yatağımda biraz oyalandıktan sonra gerinerek kalktım. Terliklerimi giyip banyoya giderken kulağıma gelen yabancı sesler dikkatimi çekmişti. Bu ses akşam açık unuttuğum televizyondan geliyordu. Ancak tuhaf olan duyduğum seslerin hangi dilde olduğunu bilmememdi. Gece uyumadan kim bilir en son hangi kanalı izlemiştim dolayısıyla da çok üstünde durmadım ve hazırlanmak için odama geçtim. Zaten yeterince geç kaldığım için kahvaltı yapmak yerine mutfak masasının üstünde duran çikolatayı yolda yemek için çantama attım ve arabamın anahtarını alarak evden çıktım. Her zamanki gibi karşı komşumla asansör kapısının önünde karşılaştık. Günaydın demeden telefonla konuştuğunu fark ettim ve onun yerine ufak bir tebessüm ettim. Asansöre bindiğimizde telefonda konuştuğu kişiye sabah televizyonda duyduğum dile benzeyen yabancı bir dille karşılık verdiğini fark ettim. 3 farklı dil bilmeme ve yabancı dillere olan merakıma rağmen bu dili daha önce duymamış olmama şaşırmıştım. Daha çok şaşırdığım şey ise trafikte yanımdaki arabanın aynı dili kullanarak karşısındaki arabaya bağırmasıydı. Neler oluyordu böyle?
Ben bütün bu olanları düşünürken telefonum çaldı fakat telefonumun dili Türkçe değil, hiç bilmediğim bir dildi. Çıldırmak üzereydim fakat o an telefonumu açmaktan başka yapabileceğim bir şeyde görünmüyordu. Arayan en yakın arkadaşımdı. Telefonu açar açmaz ona tüm bu olanları anlatmaya başladım ve oda uzun bir süre konuşmadan dinledi ve sonunda bana sabahtan beri duyduğum o lanet dilden birkaç cümle söyledi. Ben yine anlamamış üstelik sinir katsayımda giderek artmıştı. Hiçbir şey demeden telefonu kapattım ve iş yerime geldiğimi fark edip arabamı park ettim. Çalıştığım şirketteki odam 2. kattaydı ve asansörü bekleyecek sabrım kalmadığından merdivenleri tercih etmiştim. Odama girip sabahtan beri olanları düşünürken kapım çaldı ve şirketimizin çaycısı içeri girip sıcak gülümsemesiyle bana baktı. O an sinirim biraz olsun yumuşamıştı zira bu tatlı kadın insanın tüm sinirini alıp götürürdü. Günaydın ablacım ben bir çay alabilir miyim diyerek yüzüne baktığımda gülümsemesinin solduğunu ve bana anlamsız bakışlar attığını fark ettim. Ne oldu dememe kalmadan o malum dille bugün arkadaşımdan duyduğum cümleye yakın bir şeyler söyledi. Artık dayanacak gücüm kalmamıştı, ne yapsam diye düşünürken gözüm masadaki saatime takıldı. Toplantıya bir dakika kalmıştı. Çaycı ablaya beden diliyle beklemesi gerektiğini anlatmaya çalıştım ve toplantı odasına gittim.
Ben içeri girdiğimde herkesin çoktan masanın etrafında oturup beni beklediğini gördüm. Müdürümüz konuşmaya yine o anlamadığım dilden birkaç cümleyle başladığında söz almak için elimi kaldırdım. Müdür bey söz verdi tabi ki ancak odadaki herkes sanki bir anda yabancılaşmıştı. Hiçbiri dediklerimi anlamıyordu. O an aklıma doğuştan sağır ve dilsiz olsaydım ne yapacaktım sorusu geldi. Ve işaret dilini öğrenmek için bilgisayarımın başına geçtim. İnternetten işaret dilinde her harfe tekabül eden işaretlere bakarak odadakilere konuştukları dili anlamadığımı ve sabahtan beri kimseyle diyalog kuramadığımı anlattım. Neyse ki halkla ilişkiler uzmanımız işaret dilini biliyormuşta sonunda birileri beni anlayabildi. Toplantıdan çıktım ve arabama binmek için otoparka giderken bir yandan da nasıl olup da herkesin bir anda farklı bir dil konuşmaya başladığını düşünüyordum. Karşımdan süratle gelen arabayı son anda fark edebilmiştim. Ve ben arabanın bana çarpmasıyla yerimden sıçrayarak uyandım. Gece izlediğim yabancı dizinin bilinçaltımı böyle etkileyeceğini bilseydim eğer televizyonu kapatmadan uyumazdım…
Ben bütün bu olanları düşünürken telefonum çaldı fakat telefonumun dili Türkçe değil, hiç bilmediğim bir dildi. Çıldırmak üzereydim fakat o an telefonumu açmaktan başka yapabileceğim bir şeyde görünmüyordu. Arayan en yakın arkadaşımdı. Telefonu açar açmaz ona tüm bu olanları anlatmaya başladım ve oda uzun bir süre konuşmadan dinledi ve sonunda bana sabahtan beri duyduğum o lanet dilden birkaç cümle söyledi. Ben yine anlamamış üstelik sinir katsayımda giderek artmıştı. Hiçbir şey demeden telefonu kapattım ve iş yerime geldiğimi fark edip arabamı park ettim. Çalıştığım şirketteki odam 2. kattaydı ve asansörü bekleyecek sabrım kalmadığından merdivenleri tercih etmiştim. Odama girip sabahtan beri olanları düşünürken kapım çaldı ve şirketimizin çaycısı içeri girip sıcak gülümsemesiyle bana baktı. O an sinirim biraz olsun yumuşamıştı zira bu tatlı kadın insanın tüm sinirini alıp götürürdü. Günaydın ablacım ben bir çay alabilir miyim diyerek yüzüne baktığımda gülümsemesinin solduğunu ve bana anlamsız bakışlar attığını fark ettim. Ne oldu dememe kalmadan o malum dille bugün arkadaşımdan duyduğum cümleye yakın bir şeyler söyledi. Artık dayanacak gücüm kalmamıştı, ne yapsam diye düşünürken gözüm masadaki saatime takıldı. Toplantıya bir dakika kalmıştı. Çaycı ablaya beden diliyle beklemesi gerektiğini anlatmaya çalıştım ve toplantı odasına gittim.
Ben içeri girdiğimde herkesin çoktan masanın etrafında oturup beni beklediğini gördüm. Müdürümüz konuşmaya yine o anlamadığım dilden birkaç cümleyle başladığında söz almak için elimi kaldırdım. Müdür bey söz verdi tabi ki ancak odadaki herkes sanki bir anda yabancılaşmıştı. Hiçbiri dediklerimi anlamıyordu. O an aklıma doğuştan sağır ve dilsiz olsaydım ne yapacaktım sorusu geldi. Ve işaret dilini öğrenmek için bilgisayarımın başına geçtim. İnternetten işaret dilinde her harfe tekabül eden işaretlere bakarak odadakilere konuştukları dili anlamadığımı ve sabahtan beri kimseyle diyalog kuramadığımı anlattım. Neyse ki halkla ilişkiler uzmanımız işaret dilini biliyormuşta sonunda birileri beni anlayabildi. Toplantıdan çıktım ve arabama binmek için otoparka giderken bir yandan da nasıl olup da herkesin bir anda farklı bir dil konuşmaya başladığını düşünüyordum. Karşımdan süratle gelen arabayı son anda fark edebilmiştim. Ve ben arabanın bana çarpmasıyla yerimden sıçrayarak uyandım. Gece izlediğim yabancı dizinin bilinçaltımı böyle etkileyeceğini bilseydim eğer televizyonu kapatmadan uyumazdım…
çok güzel olmuş
YanıtlaSilDaha iyisini yazabilirdin.
YanıtlaSilÇok güzel olmuş. Beğendim.???
YanıtlaSilBence muhteşem olmuş.? Çekemeyenler daha iyisini yazsın.??
YanıtlaSilDeğişik yorumlamışssın . Beğendim ?
YanıtlaSilİyi.
YanıtlaSilBeğendim
YanıtlaSilBeğendim ☺
YanıtlaSil