Beyaz'da Siyah

Pencerenin önüne oturmuş, heyecanla etrafı izlerken; karşı evin bahçesinde oturan siyah tenli çocuk dikkatini çekti. Sokakta oynayan çocukları izleyen bu çocuk, Anka’nın aksine esmer, uzun boylu ve siyah saçlıydı. Anka ise beyaz tenli, hafif kısa boylu ve sarışındı. İkisinin tek ortak özeliği; zayıf olmalarıydı.Anka bu yıl 4.sınıfa başlamıştı. Derslerinde çok başarılı bir öğrenciydi ve yaşına rağmen muhteşem sayılabilecek bir şiir yeteneği vardı. Anka’nın babası Türk, annesi ise Amerikalıydı.  Anka da babasından dolayı Türk vatandaşı sayılıyordu. Küçük yaşta olmasına rağmen insanların dinine, ırkına kişiliğine ve düşüncelerine hep saygılı bir kızdı. Anka saygılı olmasının yanı sıra; çok iyi kalpli bir insandı. Ağlayan veya yardıma muhtaç bir canlı gördüğünde hemen yardıma koşardı.Anka baktığı pencereden çocuğun ağladığını fark etiğinde içine  bir hüzün çöktü. Koşarak annesinin yanına gitti ve dışarı çıkmak için izin istedi. Annesinin her zamanki uyarılarını dinledikten sonra, en sevdiği pembe ayakkabılarını giydi ve koşarak ağlayan çocuğun yanına gitti.

-Merhaba ben Anka.

Sevecen ve tatlı bir şekilde kendisini çocuğa tanıttı.  Çocuk yaşlı gözlerle Anka’ya baktı.

-Neden ağlıyorsun ki?

-Çünkü; kendini mükemmel sanan çocuklar, sırf siyah tenliyim diye beni oyunlarına almıyorlar.

Anka çocuğun parmağıyla işaret etiği tarafa baktı ve bebeklikten beri arkadaşı olduğu Devrim’i gördü. Koşarak Devrim ‘in yanına gitti. Çocuğu neden oyuna almadıklarını sordu. Devrim ise Anka’nın asla duymak istemediği bir cevap verdi.

-Çünkü o siyah tenli; biz ondan korkuyoruz ve bence sen de ondan uzak durmalısın dedi.

Anka bu sözler üzerine arkadaşına tiksinerek baktı ve çocuğun yanına gitmek için arkasını döndü ama çocuk orada yoktu .Anka üzüntüyle evin yolunu tuttu. Kalıp Devrim ile oynamak isterdi ama onun bu şekilde düşünmesi Anka’yı kızdırmıştı. Bu yüzden onu bir süre görmek istemiyordu. Anka eve gittiğinde biraz ders çalıştı çünkü koca bir yaz tatilinden çıkmışlardı. Yarın okulun ilk günüydü ve Anka çok heyecanlıydı. Yeni arkadaşlar edinmek istiyordu. Bu yüzden de erkenden yatmaya karar verdi. Sabahın ilk ışıklarıyla beraber kahvaltısını yaptı, formasını giydi ve evleri okula yakın olduğu için yürüyerek okulun yolunu tuttu. Normalde Devrim’i beklerdi  ama  dün olanlardan sonra  onu görmek istemiyordu. Devrim dün onu çok şaşırtmıştı. Sırf siyah tenli olduğu için o çocukla oynamaması çok garipti . Sonuçta o da insandı ne gibi zararı olabilirdi ki? .Bu konuya o kadar dalmıştı ki okula ne zaman geldiğini fark etmedi . Hızla sınıfının yolunu tuttu. En öne oturdu ve arkadaşlarının gelmesini bekledi. Okula 10 dakika erken gelmişti. Anka  boş durmaktansa kitap okumaya karar verdi. Kitabı kapatıp sınıfa baktığında herkesin geldiğini fark etti. İki dakika sonra ise öğretmeni siyah tenli bir çocukla sınıfa girdi. Bu, dünkü çocuktu. Öğretmeni yüksek sesle çocuğu sınıfa tanıttı.

-Merhaba  çocuklar!. Bu yıl aramıza yeni bir arkadaşımız katıldı. Adı Adam. Amerika’dan geldi. Babası Türk , annesi  Amerikalıdır.Aynı Anka gibi. Tek fark Adam’ın annesi siyahîdir. Adam’ı da  aranıza alacanızı düşünüyorum.

-Şimdi Adam istediğin bir yere otura bilirsin.

Adam sınıftan Okan adında bir çocuğun yanına oturmak istedi. Okan ise Adam’ın oturacağı yere ani bir hareketle çantasını koydu. Tuna ve Arda da  aynısını yapınca Anka çok sinirlendi ve Adam’a seslenerek yanının boş olduğunu söyledi . Adam Anka’nın yanına oturdu. Anka Adam’a dönerek:

-Merhaba ben Anka. Dün  tanışmıştık seninle ama geri döndüğümde yoktun; o yüzden arkadaş olamamıştık.

-Merhaba ben de Adam. Dün  annem çağırdığı için gitmem gerekmişti. Kusura bakma.

-Yok önemli değil.

-Sen benden korkmuyor musun?

-Korkmamı gerektirecek bir sebep olduğunu düşünmüyorum .

- Ama ben siyah tenliyim.

-Ona bakılırsa ben de diğerlerine göre çok sarışınım.

Adam Anka’ya bayılmıştı. Diğerlerinin aksine çok cana yakın bir kızdı. Anka ile çok iyi anlaşacaklarını düşünüyordu. Öyle de oldu. İlk ders olduğu için öğretmen boş bırakmıştı. Anka ve Adam ise bundan istifade çok uzun sohbet ettiler. İkinci ders öğretmenleri bir hafta sonra ‘’saygı’’ konulu bir şiir yarışması yapılacağını söyledi. Bu yarışmaya iki kişilik gruplar halinde katılmalarını ve el yazısı ile şiir yazmaları  gerektiğini ekledi. Anka hemen Adam’a dönerek;

-Beraber katılmaya ne dersin? Ben çok güzel şiir yazarım dedi.

Adam ise;

-Benim de el yazım çok güzel dedi.

Ve bu şekilde teneffüste gidip öğretmenlerine katılacaklarını söylediler. Okul bittiğinde  Anka’nın evinde toplanıp çalışmaya karar verdiler. Okul çıkışı beraber Anka’nın evine gittiler. Eve vardıklarında Anka’nın annesinin yaptığı nefis keklerden yerken; Adam Anka’ya dönerek ‘’saygı’’ konusunun hangi alanında şiir yazacaklarını sordu. Anka ise hiç düşünmeden

-‘’Siyah tenli insanlara saygı duymaları konusunda yazacağız’’ dedi.

Adam bu fikri çok beğenmişti. Kekleri biter bitmez çalışmaya başladılar. İki gün içinde çalışmaları bitti. Çarşamba günü şiiri teslim ettiklerinde öğretmeni çok beğendi ve,

-Çocuklar şiiriniz çok güzel olmuş. Eminim ki Ankara’da da birinci olacaktır diyerek düşüncelerini dile getirdi. Anka ve Adam bunun üzerine sevinçle sınıflarına gittiler. Bir hafta sonra sonuçlar açıklandığında öğretmenlerinin de dediği gibi Adam ve Anka’nın şiiri Ankara’da birinci olmuştu. Ankara Belediyesi bu yarışma üzerine Kızılay’da büyük bir ödül töreni yaptı ve birinci olan öğrencilerin sınıf arkadaşlarının da gelmesini istedi. Ödül töreni günü geldiğinde birinci olan şiirin okunması istendi Adam Anka’ya dönerek ;

-Bence şiiri sen okumalısın en çok sen uğraştın dedi.

Anka ise;

-Bence sen okumalısın bu şekilde amacımıza ulaşmış da oluruz dedi.

Bunun üzerine Adam sahneye cıktı ve tüm duygularıyla şiiri okudu. Şiirin sonu geldiğinde; Anka da Adam’ın yanına çıktı ve herkes bu ikiliyi ayakta alkışladı. Çoğu kişinin gözünden yaş geliyordu. Adam Anka’ya dönerek sarıldı ve sessizce tebrik etti. Ve bu olaydan sonra sınıfta ki kimse Adam’ı dışlamadı ve Devrim törenden iki gün sonra Adam’ın yanına gelerek özür diledi ve artık  ikisi çok iyi arkadaş oldular. Şimdi ise ünlü bir şirketin sahipleriler.

"İnsanları dinine, ırkına, ten rengine göre ayırmak, onları kendimize düşman etmekten başka hiçbir şeye yol açmaz. Çünkü bu, onların secimi değildir."2377_deri-2520rengi-5b1-5d-117

Yorumlar

Popüler Yayınlar