Bir Annenin Fedakarlığı

Sabahın erken saatlerinde, anne ve baba işe gitmek için uyanmıştı. Anne çocuğunu uyandırmak için yanına gitti ve ona seslendi .Çocukta ses soluk yoktu. Anne çocuğunda hareketlilik göremeyince korkmuştu. Aceleyle kocasını çağırdı. Çocuğunu hareketsiz gören baba çocuğu kucağına aldı ve hemen hastaneye götürdü. Çocuğun durumu kritik olduğu için ameliyata alındı. Ameliyattan sonra doktor "çocuğun böbreğinin çürüdüğünü" söyledi. Aile o an yıkıldı ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Doktorlar "hemen böbrek nakli olması gerektiğini" söylediler. Anne "Ne olur yaşasın yavrum benim böbreğimi alın" diye ağlıyor, haykırıyordu. Doktorlar bir kaç test yaptıktan sonra annenin böbreğinin uyumlu olduğunu söylediler ama bir sorun vardı, annenin bir böbreği sağlamdı. Eğer bu nakil gerçekleşirse annenin hayatı riske girecekti ama anne bu riski düşünmedi bile. Tek düşündüğü oğlunun yaşamasıydı. Nakil gerçekleşti ve çocuk artık iyileşmişti ama anne ve baba oğullarına hiçbir şey anlatmama kararı almışlardı.
Artık evlerine gelmişlerdi. Zaman çok çabuk ilerliyordu. Anne her geçen gün daha da kötüye gitmeye başladı. Hastalığı ile başa çıkamayan anne, hayata gözlerini yumdu. Çocuk annesinin gidişini bir türlü kabul edemiyor, içten içe kendisini terk ettiğini düşünüyordu. Annesinin suçlu olduğunu düşündüğünden annesinin mezarına bile gitmiyordu.
Yıllar geçti ve çocuk evlendi. Babasının da yaşı oldukça ilerlemişti ve ilaçlarla ayakta duruyordu. Bir gün çocuğun babası fenalaştı. Hastaneye kaldırılınca ilk müdahale yapıldı. Doktorlar yapacak bir şeyin kalmadığını söylediler. Çocuk babasının yanı başında ağlıyordu. Baba çocuğunun elinden tuttu ve vicdan azabıyla ölmek istemediğini, annesinin neden öldüğünü ve yıllarca onun üzülmemesi için kendisinden sakladığını, annesinden nefret ederek yaşamaması gerektiğini söyledi ve son nefesini verdi. Çocuğun dünyası başına yıkılmıştı. Çocuk "Ne yaptım ben? Yıllarca beni hayatta tutmak için kendi hayatını feda eden annemden nefret ettim" diyordu.
Hem babasının ölümü hem de annesinin durumunu öğrenen çocuk annesinin mezarına gitti. Mezarın başında diz çöktü ve ağlamaya başladı. Ne yapacağını bilemez bir halde bir yandan fedakar annesinin mezarına, bir yandan da babasının mezarına bakıyordu.

Yorumlar

Popüler Yayınlar