İyiliğin Sonu
Bir zamanlar köyün birinde durumu çok iyi olmayan bir aile yaşarmış.Onların Zeynep adlı kızları varmış.Zeynep lise öğrencisiymiş.Zeynep derslerine çok çalışıyormuş.Çünkü ileride kendi de ailesi gibi maddi sıkıntı çekmek istemiyormuş.Günler haftaları haftalar ayları kovalamış ve Zeynep sınava girmiş. Sınavı çok iyi geçmiş.Sonra sınavlar açıklanmış.Zeynep İstanbulda istediği tıp fakültesini kazanmış.İstanbula ailesiyle birlikte İstanbul'a gidip orada ev tutmuşlar.Sonra Zeynep okula başlamış.Ev okula yakın olduğu için yürüyerek gelip gidiyormuş.Okula ilk gittiğinde yabancılık çekmişama sonra alışmaya başlamış.Okul beklediğinden daha iyi ilerliyormuş. Okula yürüyerek gidip geliyormuş. Yine okuldan eve yürürken yolda bir cüzdan bulmuş.Sonra o cüzdanı alıp almamak arasında kalsada almış ve kime ait olduğunu anlamak için içini açmış ama içinde yüklü miktarda para ve kredi kartı varmış. O da cüzdanı alıp en yakın karakola gitmiş ve emniyette kime ait olduğunu bulmuşlar.Ama cüzdanın sahibi il dışındaymış.Bu nedenle yarın gelip alabileceğini söylemiş.Zeynep de cüzdanı ve kendi bilgilerini vererek çıkmış.Eve gidip dinlenmiş.Ertesi gün yine her zamanki gibi okula gitmiş ve derslere girmiş. Tenefüste yanına 25'li yaşlarda genç bir adam gelip,Zeynep'e kendini tanıtmış.Sonra genç adam Zeynep'e teşekkür edip bunun karşılığında ne yapabileceğini sormuş ama kız bir şey istemediğini söylemiş.Genç adam: Zeyne'e bu okulda burslu okuyabileceğini söylemiş.Zeynep ilk başta kabul etmemiş ama sonra nazikçe kabul etmiş ve ayrılmışlar.Bu haberi ailesine söylemiş,onlarda çok sevinmişler.Zeynep ailesi ve kendi için okulunu en iyi derecede bitirmiş ve Türkiye'de sayılı doktorlar arasına girmiş.Sonra İstanbul'un en iyi hastanesinde göreve başlamış.Yine hastanede çalıştığı bir gün acile ağır yaralı bir hasta gelmiş.Hastayı görünce 2 yıl önce cüzdanını bulduğu kişi olduğunu hatırlamış.Hastaya beyin kanaması teşhisi konulmuş.Bundan dolayı hastayla Zeynep'in ilgilenmesi gerekiyormuş.Sonra Zeynep ameliyata girip hastanın kurtulnması için elinden geleni yapmış.4 saatin sonunda kendine gelmiş.Zeynep kontrol için odaya girmiş ve adam biraz baktıktan sonra o da tanımış.Sonra doğrularak her şey için teşekkür etmiş.Onun için küçük olan iyiliğin nelere sebep olduğunu anlamış.
Az ya da çok ne kadar iyilik yaparsan yap,o iyilik bir gün sana dönecektir.
Az ya da çok ne kadar iyilik yaparsan yap,o iyilik bir gün sana dönecektir.
Eleştirime "masal değil hikaye yazmamız gerekiyordu." cümlesiyle başlamakta hiçbir sakınca görmüyorum. Duyulan geçmiş zaman kipi, hikaye türü için tercih edilen bir zaman kipi değilir. Umumiyetle masallarda rastlarız. Hele bir de "bir varmış bir yokmuş..." girizgahı ile başlamış olsaydın tam olarak masal statüsünde değerlendirilecek bir metin vücuda getirmiş olacaktın.
YanıtlaSilOlayların akış hızı zannediyorum bir bıçaktan daha keskindi. Bu keskinlik "hikayeyi" epey kesmiş diyebilirim. Yakın bir arkadaşa bir olay anlatırken kullanılan üslup, senin metninde hakimiyet arz ediyor. Olay örgüsünün sıradanlığını tarife gerek yok diye tahmin ediyorum fakat şunu söylemeliyim ki; hikayede olayın başını okuduğum andan itibaren kalan olay örgüsünü tahmin etmem bir bebek işiydi. Biliyorum ki bu olay tüm okuyucular için aynı vaziyette tebarüz etmiştir. Özgünlüğümüzü ve yaratıcılığımızı metinlerimizde hissettirmek durumundayız.
Bunca olumsuz tenkide rağmen söylecek güzel şeyler de var elbette. İlk yazını okuyup yorum yaptığım için kendimi mutlu hissediyorum zira eleştiriler senin yazı hayatına olumlu bir tesir göstemiş. Okuduğum bu ikinci yazı, birinci yazıdan daha üst bir yerde duruyor. Yazmak eyleminin hayatında hep yer etmesi dilekleri ve tebrik arzlarıyla...
Birkaç hatan dışında pek bisey göremedim sadece bazı cümlelerinde anlam bozukluğu olmus ellerine sağlık .
YanıtlaSil