İyilik Yaparım Ben Dünya Güzeli
Alarmın kulak patlatıcı sesiyle uyandı. Zengin kalkışı yaparak hızla üzerini değiştirdi. Aşağı indiğinde hizmetçiler çoktan kahvaltıyı hazırlamışlardı. Portakal suyundan bir yudum alıp Mercedes'ine doğru aceleyle yürümeye başladı. Bugün yetişmesi gereken çok önemli bir toplantı vardı.Haftalarca bu projenin üzerinde çalışmıştı. Bu toplantıyı kaçırmak demek Kerem Keskinkılıç için milyonları kaybetmek demekti. Şoföre:"Acele et!" diye emir verdi. Arka koltukta telefonuyla ilgilenirken küüüt diye bir sesle öne doğru fırladı. Şoförün bir anlık dikkatsizliğiyle öndeki arabaya çarpmışlardı. Hızla aşağıya indi. Öndeki araba daha kötü durumdaydı.Sinirle arabaya bir tekme atıp "Allah kahretsin!" diye bağırdı. Çarptıkları arabadaki kız sinirle arabadan inip yanlarına geldi ve biraz sinirli biraz hüzünlü bir şekilde:
-Körmüsünüz mahvettiniz arabayı nasıl ödeyeceğim ben bunun parasını ya? Kahretsin!
-Sizin suçunuz, aniden frene mi basılır kardeşim,dedi Kerem. Şoförün "Taksi geldi Kerem Bey" sesiyle kızcağızı orada öylece bırakıp hızla taksiye yöneldi.Şirkete gittiğinde toplantı daha yeni başlıyordu. Toplantıya odaklanmakta zorluk çekiyordu çünkü aklında çarptıkları güzel kız kaldı. Acaba hasarı karşılayacak parası var mıydı? Ya fakirse? Bütün bunlar kafasını çok kurcalıyordu. Parayı ödemekle ödememek arasında gidip geliyordu. Yardım etmek istemiyordu çünkü hayatında kimseye yardım etmemişti. Ona da yardım eden olmamıştı. Çocukluğundan beri yardım nedir bilmezdi ama bu kız farklıydı. Tüm bunları düşünürken toplantı sona ermişti. Dalgın dalgın odasına doğru yürüdü. O sırada ani bir kararla eline telefonu alıp sekreterini çağırdı. 2-3 dakika sonra odaya giren sekreterine:
-Bugün arabasına çarptığımız kızın bütün masraflarını karşılayın,diye emir verdi. Kız odadan çıkaren içinde yardım etmenin huzuru ve mutluluğu vardı. Aslında bu mutluluk iyilik yapmaktan ziyade o kıza iyilik yapmaktan geliyordu. Günler sonra odasında çalışırken içeriye sekreteri girdi ve:
-Kerem Bey sizinle görüşmek isteyen biri var, dedi.
O da:
-Gelsin,dedi.
İçeriye o gün kaza yaptıkları kız girdi. Kerem'in gözleri parladı ve kız söze başladı:
-Nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum. Durumumuz yok, babam vefat etti. Parayı nasıl ödeyeceğimi bilmiyordum.O araba da arkadaşımındı.İşim vardı halledip geri verecektim. Sonra da o kaza oldu. Çaresiz bir haldeyken sizin borcu ödediğinizi fark ettim. Nasıl mutlu olduğumu tahmin bile edemezsiniz. Sizin borcu ödemeyeceğinizi düşündüm,yardımsever biri değildiniz gördüğüm kadarıyla. Çok teşekkür ederim.
Kerem derin bir nefes aldı ve Koray Avcı edasıla konuşmaya başladı:
-Ah... Sonra dersin ki neden iyilik yaparsın? Yaparım işte. Ben araba kullanmayı pek bilmem dünya güzeli, iyilik yaparım ben.
Kız gülümsedi. Kerem bu gülüşün ardından kıza aşık olduğunu anladı. Aynı filmlerdeki gibiydi. İlk görüşte aşktı onunki.
-Körmüsünüz mahvettiniz arabayı nasıl ödeyeceğim ben bunun parasını ya? Kahretsin!
-Sizin suçunuz, aniden frene mi basılır kardeşim,dedi Kerem. Şoförün "Taksi geldi Kerem Bey" sesiyle kızcağızı orada öylece bırakıp hızla taksiye yöneldi.Şirkete gittiğinde toplantı daha yeni başlıyordu. Toplantıya odaklanmakta zorluk çekiyordu çünkü aklında çarptıkları güzel kız kaldı. Acaba hasarı karşılayacak parası var mıydı? Ya fakirse? Bütün bunlar kafasını çok kurcalıyordu. Parayı ödemekle ödememek arasında gidip geliyordu. Yardım etmek istemiyordu çünkü hayatında kimseye yardım etmemişti. Ona da yardım eden olmamıştı. Çocukluğundan beri yardım nedir bilmezdi ama bu kız farklıydı. Tüm bunları düşünürken toplantı sona ermişti. Dalgın dalgın odasına doğru yürüdü. O sırada ani bir kararla eline telefonu alıp sekreterini çağırdı. 2-3 dakika sonra odaya giren sekreterine:
-Bugün arabasına çarptığımız kızın bütün masraflarını karşılayın,diye emir verdi. Kız odadan çıkaren içinde yardım etmenin huzuru ve mutluluğu vardı. Aslında bu mutluluk iyilik yapmaktan ziyade o kıza iyilik yapmaktan geliyordu. Günler sonra odasında çalışırken içeriye sekreteri girdi ve:
-Kerem Bey sizinle görüşmek isteyen biri var, dedi.
O da:
-Gelsin,dedi.
İçeriye o gün kaza yaptıkları kız girdi. Kerem'in gözleri parladı ve kız söze başladı:
-Nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum. Durumumuz yok, babam vefat etti. Parayı nasıl ödeyeceğimi bilmiyordum.O araba da arkadaşımındı.İşim vardı halledip geri verecektim. Sonra da o kaza oldu. Çaresiz bir haldeyken sizin borcu ödediğinizi fark ettim. Nasıl mutlu olduğumu tahmin bile edemezsiniz. Sizin borcu ödemeyeceğinizi düşündüm,yardımsever biri değildiniz gördüğüm kadarıyla. Çok teşekkür ederim.
Kerem derin bir nefes aldı ve Koray Avcı edasıla konuşmaya başladı:
-Ah... Sonra dersin ki neden iyilik yaparsın? Yaparım işte. Ben araba kullanmayı pek bilmem dünya güzeli, iyilik yaparım ben.
Kız gülümsedi. Kerem bu gülüşün ardından kıza aşık olduğunu anladı. Aynı filmlerdeki gibiydi. İlk görüşte aşktı onunki.
Ellerine sağlık başarılı bir yazı olmuş
YanıtlaSil