Güven

''Yapamıyorum, olmuyor!'' Nota kağıdını sertçe odanın zeminine fırlattı. ''Bir türlü çalamıyorum. Hep aynı yerde işler birbirine giriyor. Yapamayacağım.''

Derin bir nefes alıp, onu sakinleştirmek için oturduğum yerden kalktım. Kollarını birbirine kenetlemiş, öfkeli ve ümitsiz bakışlarını pencereden dışarıda bir yere sabitlemişti. Omuzlarından tutup yönünü odaya çevirdim ve piyanoya doğru yürümesi için arkasından itekledim. Nota kağıdını yerden alıp tekrardan yerine yerleştirdim. ''Yapamam dersen işleri baştan bitirirsin.'' dedim.

''Parmaklarım tuşlara her değdiğinde, piyano isyan eder gibi ses çıkarıyor. İşler nasıl bitmesin?''

''Kendine haksızlık ediyorsun. Gayet güzel çaldığını düşünüyorum. Evet, hataların var ama bütün parçayı hatalı çalmıyorsun ki. Yaptığın birkaç hata için hayalinden vazgeçecek değilsin ya?'' dedim.

Derin, ailesini kaybettikten sonra bir süre kendini toparlayamamıştı. Herkesten kaçmaya başlamış, kendini her şeyden uzaklaştırmıştı. Yaklaşık bir yıl kadar önce, kendimi, onu tekrardan hayata döndürmeye adadım. Kafasını dağıtabileceği hobiler bulmaya çalıştım. En sonunda, beş ay önce, bir afişle karşılaştım. Bir güzel sanat okulu katılımcılardan başarılı bulduğu kişileri elemeden geçirdikten sonra, kişilerin kendilerini daha da geliştirmeleri için hem yardımda bulunacak, hem de bir nevi reklamlarını yapacaktı. Küçüklüğünden beri piyanoya yatkınlığı ve müziğe olan aşkını bildiğim Derin'e bu haberi verdim. Kendine zerre kadar güveni olmadığını söyleyip, katılmayı reddetti. Uzun uğraşlarımın sonunda -belki de sabah akşam başının etini yediğimden dolayı bıkmıştı-  deneyeceğini söyledi. Çünkü biliyordum ki müzikte yükselmek onun en büyük hayaliydi. Bir defteri vardı, içinde karaladığı yüzlerce şarkı... En sonunda, iki aylık bir çalışmanın ardından elemelere katıldı. Korktuğu gibi kötü bir sonuç almadı. Hatta jüri kendisini çok beğenmişti. İlk beşe girerek yükselmek için ilk basamağı atlamıştı. Şimdi sırada daha büyük bir şey vardı: resital. Aylardır okulun başarılı seçilen öğrencileri bu büyük gösteri için hazırlanıyordu. Derin de...

''Bilemiyorum, sanki her şeyi berbat edecekmişim gibi geliyor. '' dedi. Başını ellerinin arasına alıp ofladı. ''Binlerce kişinin önünde çalmam gereken üç parça var. Tek bir notayı bile yanlış çalmam, yerini karıştırmam her şeyi mahveder. O kadar kişinin önünde rezil olurum.''

Başımı iki yana salladım. ''Derin, sen çok yetenekli bir kızsın. Heyecanına yenik düşmeyi kabul mu edeceksin yani? Önünde bir ay daha var. Hatalı çaldığın yerleri tekrar tekrar çalıp düzeltebileceğin koskoca bir ay var önünde. İnsanları düşünmekten vazgeç. İnsanlar hep olacak. Sen ne yaparsan yap, hata yapsan da yapmasan da onlar 'rezil' kelimesine yakıştıracak birçok şey bulabilirler. Sen bunları düşünme.''

Bir ay boyunca, tökezlediğini düşündüğü anlarda onu tekrardan kaldırdım, yola devam etmesini sağladım. Bu resitalde gösterdiği performans onun geleceğini belirleyecekti. İzleyicilerin arasında birçok müzisyen ve yapımcı bulunacaktı. O gece çok önemliydi ve Derin, o geceye hakkını vererek hazırlandı.

...

''Nasıl görünüyorum?'' dedi kabinin arkasından çıkıp. Üzerindeki beyaz elbise ona annesinden kalmıştı ve bu gece daha güvende hissetmek için bunu giymeye karar vermişti.

''Harika.'' dedim.

''Heyecandan ölecekmiş gibi hissediyorum. Yapamazsam mahvolurum.''

''Bunları aştığımızı sanıyordum?'' dedim.

''Peki, tamam. Kızma.'' Tebessüm etti.

Sahne sırası ona geldiğinde, yavaş ve dikkatli adımlarla sandalyesinde yerini aldı. Sahne karardı, parmaklarını tuşların üzerinde getirdi ve her şey başladı. Hata yaptığı yerleri de ustalıkla çalarak üç parçayı da bitirdi. Herkes onu alkışlarken, bir eli kalbinin üzerinde, yüzündeki büyük gülümsemesiyle her şeyi açıklıyordu. Başarmıştı.

Kendiniz olduktan sonra yapamayacağınız, üstesinden gelemeyeceğiniz hiç bir zorluk yoktur. Her sorunu atlatabilirsiniz. Yeter ki kendinize güvenin. Hayatta tutunacak bir dalınız olsun ve onu sakın bırakmayın. Kim ne derse desin. Çünkü insanlar konuşurlar, konuşacaklar... Susturamazsın hepsini tek tek ama başardıysanız, bu onlara verilecek en büyük cevaptır. Kim ne der diye düşünerek bir şeyleri yapmaktan vazgeçmeyin. Hayallerinizin peşinden gidin.

Yorumlar

Popüler Yayınlar