Geciken Borç

Pazar günü olmasına rağmen yine erken kalkmıştı. Aslında hiçbir sabah "Bugün nasıl iyilikler yapabilirim?" diye düşünen bir insan olmamıştı. Çoğu zaman yaptıklarının farkında bile değildi. İyilik ve hoşgörü onun özünde vardı.


Belki yıllar sonra eşine güzel bir kahvaltı hazırlayabilmek amacıyla sessizce yataktan sıyrılıp eksikleri almak için yola koyuldu. Aksilikler peşini bırakır mı? Daha yolu yarılamadan mahallenin uyanık karısı Sema Hanım'ın pazar arabasını çekerken buldu kendini. Sorsalar rahatsız değildi halinden. Hatta memnundu. Ama içinde yine bir sıkıntı belirmişti. Karısı uyanmadan eve dönmek istiyordu. Onun gülüşünü, gülümsemelerini unutmuştu. Özlemişti belki ama itiraf edemiyordu bunu kendine. Bu düşüncelerini Sema Hanım'ın sesi böldü.
- Ahmet oğlum, soğanı unutmuşum hadi bir koşu iki kilo soğan al gel.


Para vermedi. "Verseydi alır mıydım?" diye bir düşünce belirdi beyninde.
Adımlarını daha da hızlandırdı. Pazarın girişinde eski bir arkadaşını gördü.
-Oo Ahmet yüzünü gören cennetlik.
-İşten eve evden işe Veysel. Nasılsın görüşmeyeli?
-Ya biraderim ben iyiyim de benim kontör bitmiş ya sana zahmet versene telefonunu. Ailevi bir konu var.
-Lafı mı olur kardeşim. Buyur.


Telefon konuşması uzadı, uzadı. Bölmek istemeyen Ahmet sessizce "Sen konuş benim içerde birkaç işim var." dedi. Soğanı alıp koşar adımla pazarın çıkışına ulaşan Ahmet, Veysel'den telefonu aldığı gibi Sema Hanım'ın evine doğru yola koyuldu.


Evine geldiğinde karısının o mahkeme duvarını andıran suratıyla karşı karşıya kaldı. Yine bağırıyor, aylar önce bir arkadaşına verilen borç paranın geri dönmeyişinden ötürü şikayetçi olduğunu kaba kelamlarla dile getiriyordu. Ahmet artık paradan ümidini kesmişti. O para geri gelmeyecekti.


Aradan aylar geçti. Ahmet maaşlarını alamıyor, evi geçindiremiyordu. Karısıyla arasındaki buzlar büyüyor, ikisi de gün geçtikçe çelimsizleşiyorlardı. Bir gün bir zarf geldi postayla. Yüklü bir miktar para ve küçük bir not.
"Kardeşim. Biliyorum biraz geciktirdim borcumu. Durumunu öğrendim. Lütfen kabul et bu parayı. İyiliğini unutmayacağım."
Notu okuyan Ahmet'in gözünden bir damla yaş döküldü kağıda. "Hiçbir şey boşuna değil. Her iyilik karşılığını bulur." diye fısıldadı.

Yorumlar

Popüler Yayınlar