BİR HİLAL UĞRUNA
Selim daha 10 yaşındaydı.Dün askerde olan dayısının şehit olduğu haberi gelmişti.Bu haber üzerine Selim ve ailesi zor günler geçirmeye başlamıştı.Selim dayısını çok ama çok seviyordu ve Onu bir an olsun unutamamış intikamını alacağı günü yani askere gitmeyi dört gözle bekliyordu.İçinde hiç sönmeyecek bir ateş yanıyordu adeta.Vatan sevgisi nedir bilmiyordu ama sonuçta doğuştan bir Türktü.Yıllar geçti ve askerlik vakti gelmişti.Evinden,ailesinden ayrılmak zordu ama dayısı için vatan için büyük bir hırs azim ve heyecanla koştu asker ocağına.Şehit olma ihtimalinin olduğunu biliyordu ancak bunlar Onun için önemsizdi.Asker ocağında Ahmet adında güvenebilecegi,derdini anlatabileceği,sevincini paylaşabileceği bir de arkadaş edinmişti.Soğuk kış gecelerinde cephede birlikte düşmana karşı durdular.Askerliğin son günleri gelmişti artık.Ailelerine,arkadaşlarına kavuşabileceklerdi.Ama o gün savaşın en kanlı günlerinden biriydi.Tipi olduğu için göz gözü görmüyordu.Silah sesleri bir an olsun durmadı.Bu zorlu çatışmanın ardından 20 şehit ve çok sayıda yaralı vardı.Selim can dostu olan Ahmet'in yanına geldiğinde onun şehit olduğunu gördü.Selim'in dünyası başına yıkılmıştı.Gözyaşları durmak bilmiyordu.Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.Yanına komutanı gelip Selim yaralı mısın oğlum diye sorduğunda Selim şu cevabı verdi.
-Evet komutanım kalbimde sonsuza kadar kanayacak ve kapanmayacak büyük bir yara açıldı dedi.
VURULUP TERTEMİZ ALNINDAN UZANMIŞ YATIYOR
BİR HİLAL UĞURUNA YA RAB NE GÜNEŞLER BATIYOR.! (M.Akif Ersoy)
-Evet komutanım kalbimde sonsuza kadar kanayacak ve kapanmayacak büyük bir yara açıldı dedi.
VURULUP TERTEMİZ ALNINDAN UZANMIŞ YATIYOR
BİR HİLAL UĞURUNA YA RAB NE GÜNEŞLER BATIYOR.! (M.Akif Ersoy)
Biraz kısa olmuş ama yine de açıklayıcı ve güzel.
YanıtlaSilHikayen güzel ama konuyla pek bağdaştıramadım.
YanıtlaSil