Bir Mucize Olsun Albayım




Hayata tutunmak onun için hiç de kolay olmamıştı. Her zaman direnmişti Cemre'nin minik yüreği yaşama.Ağustosun sıcağında dünyaya gelmişti.Babasının anlattıklarına göre 'kalp yetmezliği varmış doğduğunda, bu yüzden 2 ay hastanede tedavi görmüş.Kalp doktoru Yavuz Bey onu yaşatmak için çok uğraşmış.Daha sonra kalp bulunmuş.Annesi o doğduktan sonra ölmüş.' Böyle söylemişti babası Cemre'ye.Babası annesinin ölümüyle yıkılmıştı. Bir türlü öldüğünü kabul edemiyordu.Cemre'bin yüzünden öldüğünü düşünüyordu. Bu yüzden kızını bir türlü sevememişti.Babasının kafası çok karışıktı." Küçücük bir çocuğa nasıl bakarım ki ben?"diye her gün meşgul ediyordu böyle sorular kafasını. Aklına gelen ilk fikri kabul ederek onu Çocuk Esirgeme Kurumu'na gönderecekti. Böylelikle vicdanı bir parça olsun hafifleyecekti belki de.Keşke Cemre'nin ihtiyacı olan tek şeyin sevgi olduğunu bilseydi! Cemre için her geçen gün daha da zorlaşıyordu sanki hayat...

Kurumdaki arkadaşlarında tattı ilk önce sevgiyi,arkadaşlığı.Hepsi kardeşi gibiydi.Yatağı gökyüzüne bakıyordu.Her gece kendisine bir yıldız seçip hayaller kurardı.Bir gün bu hayallerin gerçekleşeceğine yürekten inanırdı.En büyük hayaliydi çocuk doktoru olup onları iyilestirebilmek.Zaman çok hızlı geçiyordu. Cemre okula başlamıştı.Azimliyidi,sabırlıydı .O hayallerine  tutunanlardandı.Hayalleri ayakta tutuyordu Cemre'yi.Bu nedenle çok başarılı bir öğrenci oldu lise bitinceye kadar.Bu kadar emeğin ,çabanın ödülü hayalindeki üniversite oldu.Artık Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisiydi.

Bir pazar sabahı çalan telefonu ile uyandı. Arayan ince sesli bir hemşireydi.Babası kaza yapmıştı.Duyduklarına inanası gelmiyordu bir türlü.Nefes almak şu an o kadar zordu ki Cemre için.Aklına getirmek bile istemiyordu babasının ölmüş olabileceğini.Hastaneye nasıl gittiğini bile bilmiyordu.Doktorun dedikleri kafasının içinde yankılanıyordu. Babası nedense onu çok sevmemişti.Hatta binlerce kez sormuştu kendine.Şu an iliklerine kadar hissediyordu yokluğunu.Gözleri karardı,ne kalbi olanlara dayanabiliyordu,ne de vücudu onu taşıyabiliyordu.Aynı hastanede üniversiteden Deniz de oradaydı. Cemre'yi üniversitenin ilk günlerinde küçük bir kediyi ezilmek üzereyken canını hiçe sayıp kurtarırken görmüştü.Daha o zaman etkilenmişti Cemre'den.Şimdi karşısında bitkin bir halde bir doktorla konuşuyordu .Cemre bir anda yere yığılınca onun yanına koştu.Hareketsiz bir şekilde kucağındaydı.Hemen doktorlar ilgilenmeye başladı. Deniz sonradan Cemre'nin babasının vefat ettiğini öğrendi. Cemre gözlerini açınca en yakın arkadaşları oradaydı.Hepsi çok telaşlıydı.Fakat yan koltukta oturanı ilk başta tanıyamadı.Sonradan hatırladı.Üst sınıflardan Deniz idi.Bir gün arkadaşlarıyla bir çay bahcesinde otururken görmüştü Deniz'i.Elinde şiir kitapları vardı. O gün garip bir şekilde dikkatini çekmişti.O da çok severdi şiir okumayı.Hastaneden çıkana kadar yanından ayrılmadı Deniz.Elinden geldiğince Cemre'ye destek oluyordu.Cemre'nin bir gözyaşı Deniz'i kahrediyordu.Birbirlerinin zor günlerini birlikte atlattılar.

Aylardan ağustos...Bugün Cemre'nin annesinin ölüm yıl dönümüydü.Deniz ile beraber annesinin mezarına gideceklerdi.Mezarlığa geldiklerinde mezarın üstünde bir mektup gördüler. Üzerinde "Cemre'ye"yazıyordu.Cemre alıp okumaya başladı. Mektupta tam olarak şöyle yazıyordu :

"Sen doğduğunda ciddi bir kalp yetmezliğin vardı. Yaşaman bile bir mucizeydi.Annen sen doğduktan sonra bir hastalığa yakalandı.Ölmek üzereydi.Tek bir dileği vardı. Kalbinin sana takılmasını istedi.Son nefesini vermeden önce tek vasiyeti buydu.Biz de annenin kalbini sana taktık. Bunları sana anlatmanın zamanı geldiğini düşündüm.Bugün buraya gelecegini bildiğim için mektubu buraya bıraktım."

Doktor Yavuz

Cemre elini kalbine koydu.Çok hızlı çarpıyordu. Evet,hissediyordu.Annesi oradaydı.Ömrü boyunca da orada olacaktı.

Artık hazırlık sınıfı bitmişti. Birinci sınıf olmuştu. Deniz'e bir şiir kitabı almıştı.Kapıda onu bekliyordu.Bir an önce ona vermek istiyordu.Deniz ona doğru geliyordu .Onun da elinde bir paket vardı.Deniz de Cemre'ye bir şiir kitabı almıştı.Hediyeleri birbirlerine verince çok şaşırdılar.İkisi de aynı şiir kitabı almıştı.İkisi de kitabın ilk kapağını çevirdiler. Denizi'n Cemre'ye verdiği kitabın ilk sayfasında:

"Sen benim yüreğime düşen cemremsin..." yazıyordu.Cemre'nin Deniz'e verdiği kitabın ilk sayfasında ise:

"Sen benim başıma gelen en güzel mucizesin.Sen benim yüzme bilmediğim denizimsin.." yazıyordu.İkisi de birbirlerinin yüzüne bakıp gülümsediler.Artık mutlu olma sırası onlardaydı.Hayallerinin gerçekleşmesi için Allah'a hep dua etmişti. Belki de zamanı gelmişti artık.Cemre artık iliklerine kadar hissediyordu SEVGİYİ.

 

Yorumlar

  1. İSMAİL TOLGA GÜMÜŞ21 Nisan 2016 02:57

    Zaten senden güzel bir metin bekliyordum ve beklediğim gibi olmuş. Anlatmak istediğini açık açık anlatmışsın. Eline sağlık. Aynı başarıyı diğer metinde de bekliyorum.

    YanıtlaSil
  2. Hayallerini ve duygularını çok güzel aktarmışsın. Yazar elinden çıkmış gibi.Bu başarının devamını bekliyorum

    YanıtlaSil
  3. Yazın çok güzel olmuş. Ellerine sağlık.

    YanıtlaSil
  4. NESLİHAN ALDEMİR29 Nisan 2016 22:48

    Ben hikayenin son bölümünü çok beğendim,tebrikler.

    YanıtlaSil
  5. Sol yanı vardır ya insanın bazen varlığını unuttuğu... Bu hikaye ile bana sol yanımı tekrar ve tekrar hatırlattığın için çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar