Özgüven

Lise yıllarında sınıfımızda bir kız vardı. Adı Nazlıydı. İlk başlarda çok gizemli gelirdi bana.Çekingen bakışları ve içine kapanık davranışları vardı. Ceketinin kollarıyla parmaklarını örter bol giysiler giyerdi. Arkadaşı yoktu. Bizimlede nadir konuşurdu. Yüzünü kitaplarına gömer çıkış zili çalar çalmaz çantasını toplar alel acele çıkardı. Güzel sayılmayacak ama çirkin de denilemeyecek bir görüntüsü vardı. Kısa boylu çelimsiz bir de vücudu. Şiir yazma konusunda epey başarılıydı. Edebiyat öğretmeninin yoğun ısrarıyla bi kaç tanesini okumuştu sınıfta. Yarışmalara katılmasını önermiştik. Israr etmiştik kabul etmemiş sessiz kalmıştı. Bir gün okul çıkışı gittim peşinden yüzüne karşı bu düsüncelerimin hepsini söyledim. Başarılı olduğunu kullanması gerektiğini belki ilerde bir yazar olabileceğinden bahsettim. Duyduğum tek cevap "yapamam" olmuştu. Nedenini sorduğumda acelesi olduğunu gitmesi gerektiğini söyledi. Bir kaç gün aynı konuşmayı tekrarladım. Son deneyimimde bir anda her şeyi anlatı verdi. İnsanların düsüncelerinden korktuğunu söyledi. Göz önüne çıkmak istemediğini. Konuşma tarzından da anladığım gibi özgüven eksikliği vardı Nazlı da. Pek arkadaşı olmadığı için de bu özelliği devam etmişti. Onunla arkadaş oldum. Başarısını şiirlerinin güzel olduğunu anlattım. Bu konuda epey ısrarcı bir tutum sergiledim ve bir ay sonra bu sorunun üstesinden az da olsa gelerek şiir yarışmasına katılmasını sağladım. O günden sonra Nazlı yarışmayı kazandı ve şiir yazmaya devam etti. Yıllar sonra kitabını çıkardı. Söyleşi ve dinletilere katılmaya başladı. Anladım ki özgüven gerçekten insanın hayatında epey gerekli bir şey yeteri kadar olduğu zaman güzel sonuçlar veriyor. Yapabileceğimize inanırsak her şeyin üstesinden geliriz. İnsan içindeki ışığı dışarı yansıtınca ayrı bir güzel oluyor.

Yorumlar

  1. Güzel ve akıcı bir hikaye olmuş.

    YanıtlaSil
  2. Yaşıtlarımızın sorununa değindiğim güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar