Sevgi Beş Harften İbaret Değildir

Etrafımızdaki insanların yani ailemizin , arkadaşlarımızın ve en önemlisi bizim neye ihtiyacımız var ? İnsanların bizi şımartmasına mı , zenginlik içinde yaşamaya mı , yoksa bir gülümsemeyle bile bizi mutlu edebilecek insanlara mı ? Kısacası sevmeyi bilip sevgisini gösterebilenlere mi ?
"Sizi bilmem ama benim tüm bunlara ihtiyacım var ",dedi Asya. Bu cümleler ona aitti. Günlüğünden alınan birkaç satırdı bunlar. Yeri geldiğinde kağıda döküyordu içini , yeri geldiğinde sırdaşı Eda'ya anlatıyordu.
Yine bir gün odaya kapandılar ve Eda "Yine yorgun gözlerle bakıyorsun , yine ağlamışsın ve süt dökmüş kedi gibi olmuşsun o maviş gözlerinle", dedi .Asya ağlamaklı bir ses tonuyla "Hemen anlamandan nefret ediyorum " , dedi. "üzgünüm Asya ama gözlerin her zamanki gibi seni ele verdi. Kalbi kırık küçük bir kız çocuğunun gözleri var sende ", anlat hadi.
"Yoruldum artık Eda sevgisiz kalmaktan . Hep tekrar edip duruyorum ama beş yaşımda terk edildim ben . Beş yaşımda babasızlıkla tanıştım. Onun gidişini hayal meyal hatırlıyorum ama son söylediği cümle, git artık sevmiyorum seni "değişi , unutamadıklarımdan .
"Annem desen , bizi geçindirmek için sürekli çalışıyor . Yüzüne hasret kalıyorum resmen . Bazen niye yaşıyorum ki ben diyorum. Neyse ya boş ver sen beni . Ben her zamanki benim işte . Seni dertlerimle bunalttım ama ..."
"Saçmalama Asya bana anlatmayıp da kime anlatacaksın. Ben biliyorum ki sen bunları da atlatacaksın. Seninle tekrar dertleşmeye geleceğim ve yine sen anlatacaksın ben de dinleyeceğim".
Bu sözlerin ardından tekrar görüştüler ama vedalaşmak için . Asya'nın annesi güzel bir iş bulmuş ve taşınıyorlardı. Annesi ile araları da düzelmişti. Çok mutluydu artık Asya. Sevgi denen kelimenin aslında beş harften ibaret olmadığını öğreniyordu . Babasını unutmuştu bile ya da kendisini kandırıyordu. Daha sonra iki arkadaş uzun uzun sarıldı ve ayrılık zamanı gelmişti . Eda'dan ayrılması zor olsa da yeni bir şehrin , yeni bir hayatın ona iyi geleceğini düşünüyordu. Aradan bir yıl geçmişti. Annesi ile komşuları salonda oturuyorlardı . Asya okuldan geldi . Çantasını fırlattı ve mutlu bir şekilde salona yürüyordu . Kimse onun geldiğini duymamıştı . Ve o anda duymaması gereken bir şeyi duydu . Annesi komşularına Asya'nın nefret ettiği adamı , babasını anlatıyordu. " Ve annesi Asya duymasın "diyordu . Asya'nın duymaması gerekenler neydi ? onlar ;
"Onun babası bizi bırakıp gitmedi. Asya kötü bir hastalığa yakalanmıştı . Yalnızca babası kurtarabilirdi onu fakat tek bir şeyi göze alarak ; onu kurtarabilecekti ama kendisi kurtulamayacaktı. Babası bırak Asya onu terk ettiğimi sansın ama benim onun için öldüğümü bilmesin, dedi .Asya'ya bu kadar kırıcı sözler söylemesinin nedeni ; kızımızın onu başka şekilde bırakmayacağını bilmesiydi ve her şeyi göze alarak Asya için kendi canından vazgeçti ", dedi annesi ağlayarak...
Gerçekler canımızı acıtsa da bazen dayanamaz insan . İşte Asya 'da dayanamayıp intihar edenlerden. İntiharından birkaç gün sonra da günlüğünü buldular . Günlüğünün en son sayfasında şu cümleler yazıyordu ;
Anne , babamın benim için yaptıklarını duydum . Benim yaşamaya hakkım yok bu yüzden ben nefret ettiğimi sandığım adamın , babamın yanına gidiyorum .
Hem de onu görebileceğimi umut ederek mutlu bir şekilde ...
ELEŞTİRİLEBİLECEK HİÇ BİR ŞEY YOK.MUHTEŞEM OLMUŞ .ÖZELLİKLE GÜNLÜKTEKİ SON CÜMLE ...
YanıtlaSilYorumun için teşekkür ederim olcay.
YanıtlaSilBen hoca olsam direkt 100 verirdim , muhteşem.?
YanıtlaSilGüzel
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
YanıtlaSilTeşekkür ederim İrem.
YanıtlaSilBen gerçekten beğendim .Tebrikler...
YanıtlaSilTeşekkür ederim...
YanıtlaSil